2018 yılında baktığımızda Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki siyasi manzara, sadece yedi yıl önce yaşanan Arap Ayaklanmaları’nın attığı demokrasi tohumlarının çiçeklenmesine imkân vermeyen bir çoraklaşmaya işaret etmektedir. Bugün bölge her şeyden çok şiddet, istikrarsızlık, siyasi gerilim, yeniden ortaya çıkan otoriter rejimler ve insani krizler ile anılmaktadır. Birçok önemli ülkede sivil alan neredeyse tamamen ortadan kalkmıştır, diğerlerinde ise dini, etnik ve kültürel çeşitlilik neredeyse yok olacak kadar zarar görmüş haldedir. Daha önceleri bölgede halkların iktidarı ele geçireceği yeni bir dönemin doğuşunu memnuniyetle karşılayan başlıca dış aktörler, tanımı muallak olan bir güvenlik arayışı ile kendilerini yeniden otoriter rejimlere ve jeopolitik kutuplaşmaya göre konumlandırmışlardır. Bölgesel güçler arasındaki vekalet savaşları toplumsal çatışmaların yarattığı yangını daha da körüklemiştir. Bu nedenle, Orta Doğu’da daha geniş bir siyasi çeşitliliği tartışabilecek çok sınırlı bir ortam ve bunu tartışmaya yönelik çok az istek kalmıştır.
Demokrasi, çoğulculuk ve hak temelli politikaları savunan sivil toplum büyük ölçüde sessizleştirilmiştir. Bununla birlikte, sivil toplumun her zaman hayat dolu olmasa bile, hala büyük oranda yaşıyor olduğunu fark etmek önem taşımaktadır. Toplumsal ve siyasi bilinçleri ilk olarak ve ağırlıkla 2011’deki olaylarla şekillenen, siyasete angaje Arap gençler, sivil katılım için alan yaratmak için büyük uğraşlar vermektedir. Bu yurttaşlar, uğraşları sonucunda mucizevi şekilde devrimin hemen sonrasındaki koşullara geri dönüleceği gibi bir naif hayalden değil, bölgedeki mevcut kasvetli koşullara rağmen 2011’de bir şeylerin kökünden değiştiğine ve işlerin asla Arap Baharı öncesindeki statükoya tam olarak dönmeyeceğine dair sarsılmaz bir inançtan motive olmaktadır. Bu gelecek vaat eden yeni kuşak için, bugün yapmaları gereken iş geleneksel şekilde kitle mobilizasyonunu sağlamak ya da siyaset masasında bir sandalye elde etmek değildir -bunların şu an için her durumda elde edilmesi anlamsız olacak hedefler olduğunun farkındadırlar. Siyasi çoğulculuk, demokrasinin formel veya prosedürel tuzaklarına düşmeden, anlamlı bir yurttaşlık tanımını teşvik edecek toplumsal, kültürel, ve iletişimsel altyapıları yeniden inşa etmekte yavaş ama tutarlı bir ilerleme sağlama mücadelesi anlamına gelmektedir.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın bir sonraki kuşağının siyasi çoğulculuk hakkında neler düşündüklerini ve ne soruları sorduklarını daha iyi anlamak amacıyla, Hollings Center Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan, Fas, Tunus, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri’nden sivil toplum liderleri, aktivistler, siyasetçiler ve gazetecilerden oluşan bir grubu bir araya getirerek, bugün Arap toplumlarının önünde duran temel sorunlara ilişkin perspektiflerini tartışmalarını ve paylaşmalarını sağladı. Katılımcılar:
- İçinde bulunduğumuz dönemde Orta Doğu politikalarının tartışılması için uygun kategoriler, kimlikler ve terimler etrafındaki temel soruları gözden geçirdiler.
- Başta sekülerler ve İslamcılar olmak üzere, değişik ideolojik yönelimleri olan gruplar arasındaki ilişkilerin mevcut durumunu ele aldılar.
- Yeni otoriterlik biçimlerini eşanlı olarak tanımlayan özellikleri belirlerken, sivil katılım için ortaya çıkmakta olan ve mevcut gayrı resmi alanları araştırdılar.
- Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere, dış aktörlerin ve uluslararası toplumun rollerini tartıştılar.
- Belirgin olan demokratik gerileme karşısında çoğulculuğun ‘’derin bağlamının’’ inşasına ve desteklenmesine yapıcı katkı sunmak için yerel, bölgesel ve uluslararası aktörler tarafından uygulamaya geçirilebilecek somut ve elle tutulur eylemlere ilişkin bir dizi özel öneriyi birlikte geliştirdiler.
Bu rapor bu tartışmaları ele almaktadır ve Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın gelecek neslinin perspektiflerini, öngörülerini, analizlerini ve tavsiyelerini, bu sorunlu ve hassas bölgede ileriye yönelik olumlu gelişmeler kaydetmenin yollarını daha iyi anlamaya çalışan, kendi ülkelerindeki ve dışarıdaki çalışma arkadaşları ile hükümetler düzeyindeki ve çok taraflı ilgililere taşımayı amaçlamaktadır.